CHP’DE NELER OLACAK(OLMALI)

Cumhuriyet Halk partisi Didim’de kongresini yaparak tek liste ile Dilaver Demir ‘i ilçe başkanı seçti. Cumhuriyet Halk Partisi’nin diğer kongrelerine nazaran çok sakin geçen kongre süreci aslında büyük bir sorumluluğunda kapısını aralayan bir seçim oldu. Ülke siyasetinin, kayyum tartışmalarının, Silivri’de tutsak olan CHP başkanlarının ve Aydın yerelinde ki çatışmaların orta yerine düşen yeni yönetimi çok şey bekliyor.

Cumhuriyet Halk partisi yeni bir dönemece hazırlanırken Aydın’ı almak isteyen Akp’nin de Aydın genelinde yaptığı siyasete örgütlü cevap verecek olan yeni yönetimin işi çokta kolay görünmüyor. Her kongre sonrası aşılması gereken asıl sorun seçilen yönetimin uyum süreci ve örgütlü yapıya adaptasyonu olacak. Yani yeni seçilen yönetimin ilk çalışma ve sahaya inme biçimi aslında akıllarda ki soruları da olumlu veya olumsuz yanıtlamış olacak. Aydın Büyükşehir’in AKP’ ye geçmesiyle bir çok ilçede olduğu gibi Didim’de ilk yerel seçimlere güçlü girmenin, oy kaybı yaşamadan sahaya hakim olmanın yeni yol ve yöntemlerini denemek zorunda kalacak. Taze yönetim liyakat anlayışına göre mi hareket edecek yoksa değişmeyen eski yöntemle birilerinin adamı olma klasiğini mi deneyecek bunu göreceğiz. Liyakatsız  kişi seçimlerin en büyük darbesini yaşayan Cumhuriyet Halk partisi yaşananlardan payına düşeni öz özeleştiri olarak tartışıp LİYAKAT’ı önemi alacak bunu bekleyip göreceğiz.

Yeni siyaset anlayışı Dilaver Demir’in önünde açılması gereken önemli bir yol olarak duruyor. Sokaktan uzun zamandır uzak kalan Cumhuriyet Halk partisi ev ev mahalle mahalle üyeleri ve Didimlilerle buluşmak zorunda. Eylemi olmayan söylemlerin bir karşılığı olmadığını Didim’liler biliyor. Yani artık siyasi örgütlülük için eylem gerekiyor. Geçim sıkıntısından işsizliğe varana kadar çözüm yolları üretecek siyaset bunu Aydın’dan Ankara’ya kuracağı köprülerle sağlamak zorunda kalacak. Parti içi muhalefette her ne kadar bu kongrede yaprak kıpırdamasa da parti içi muhalefette yeni yönetimin çözmesi , uzlaşması gereken bir konu olacak. Ülkede yaşanan siyasi kaosların partilere güvensizliği artırdığı göz önüne alınırsa her parti diğer parti tabanına da çalışacaktır. Bu anlamda yeni yönetim örgütlülük ağını sadece üyeleri üzerinden

değil tüm didim halkı üzerinden yapmak zorunda kalacak. Son dönem yaşanan parti transferlerini unutmadan, lakin o transferler üzerinden siyasete yüklenerek değil yeni anlatım süreçleri üzerinden örgütlülüğünü hayata geçirmek için adım atmak zorunda kalacak. Hak hukuk adalet seçilenlerin değil tüm halkın iradesinin yansıdığı bir yönetim olmak zorunda. Seçilenlerin gücü alıp yürüdüğü sistemler maalesef ki kişisel hırslara dönüşen bir partiyi getiriyor. Bu anlamda sosyal, kültürel ilişkiler de adaletli ve katılımcı bir anlayışı yürütemeyen siyaset maalesef ki ilerleme ivmesini yakalayamayacaktır.

Temel konulardan biride elbet basın kuruluşları ile yürütülen ilişkiler olacak. Kongrede onaylanan bütçede basına yapılan ödeneğin adil olmadığını söylemek birilerinin hoşuna gitmese de tamamen gerçeği yansıtmakta. Son dönem basın üzerinde yapılan siyasi hırs hamleleri ile yerel basın ayrıştırılmaya ve kutuplara itilmeye çalışılmış durumda. Basın emekçilerinin siyasetin hoşuna gitmeyenleri yazdığında kullanılan o küçültücü dilden vazgeçmek hak hukuk diyen Cumhuriyet Halk partisinin temel görevleri arasında olmak zorunda. Özgürlük bir gün isteniyorsa kalemleri özgür bırakmak, tehditlerle baskılamamak gerekiyor. Basınla olan ilişkilerde özellikle bu yönetimin takipçisi olmak gibi bir görevimiz olduğunu buradan hatırlatmakta fayda var. Adalet ve adil yönetim toplumsal barışın kaçınılmaz mihent taşı olacak. Şapkasını koyup alınacak bir seçim yok Cumhuriyet Halk Partisi adına. Özellikle ertelenmiş, önemsenmemiş danışma kurullarının düzenli yapılıyor olması kritik noktalardan biri. Ortak akıl ve örgütlü gücün temel taşı olan danışma kurulları hayati önem taşıyor. Artık tarlada izi olanların harmanda sözünün olma zamanı.