IŞIK OLMAK VARKEN KARANLIK OLMAK NİYE

Herkesin dilinde bir mücadeledir alıp gidiyor. Yersen.

Herkes bir diğerinden çok daha donanımlı olduğunu düşünürken, tek olduğunu düşünürken daraltılmış ilçe sınırlarında kadın cinayetleri eylemine katılım sayısı maalesef ki parmak hesabı ile çok kolay hale geliyor. Kimse kimseyi duymak , anlamak ve ortaklaşmak istemiyor. Yani mücadele kişilerin, grupların daraltılmış hegomanyasında oyuncak oluyor. Tüm kaleleri zapt edilirken penceresinden dünyayı göremeyenler kılıçları çekip savaşa hazırlanıyor birbirleri ile.

Cinsiyet tercihini yapma şansı olmayan insanlık doğduktan sonra nasıl düşüneceğini, dünyaya nerden bakacağını seçme şansına sahip.

Eşitlikten uzak siyasilerin ve erkek hegomanyanın dünyasından sıyrılan o büyük insanlık birlikte yaşamayı örmeye devam ediyor. Her birey kendi penceresinden baktığı kadar dünyayı yorumluyor.

Tamda zamanın sol hastalığı dediğimiz ayrışmalara yaklaşıyoruz. Sürekli küçülen mücadele alanını daha da daraltmak isteyenler akıl almaz yöntemlerle yüzünü sağa dönerek yürüyor. Fikirsel alanların üretimin durduğu yerde kısır çatışmaları yaratmak samimiyetsizliğin vucut bulmuş hali oluyor. Asıl mücadele hattından çıkarak var olduğu söylenen yapay gündemlerin peşine düştüğü dünya karanlığın derinliklerine uzun bir yolculuğa başlıyor.

Saldırgan,iletişimlerden uzak örülen ağlar , kurgulanan yolların tek yolcusu maalesef ki kalbini sağa alarak aykırılığını ıspatlamaya çalışıyor. Yakın zamanlara bakıldığında en büyük devrimci olduğunu söyleyenlerin mum alevi gibi söndüğü dönem sonrası yeniden yumruk havada dolaşması verdiğimiz mücadelenin bir parçası asla olmayacak.

Umuyoruz ki kalbi solda olanların alanlardaki sesi birleşir, umuyoruz ki akla hayale gelmeyen söylemlerin tutarsızlığı bir gün anlaşılır.

Umuyoruz ki yalancı sözlerle değil yürekten akan sözlerle alanları doldururuz.