Siyaset

KADINIM AYAĞA KALK ” NESİBE ERSÖZ “

Bugün tam bir ay oldu yüreğimize kor düşeli, her geçen gün ateş harlanarak devam ediyor, elbette yaralar sarıldıkça küllenecek ama sevenlerini kaybedenlerde yürek yangını hiç bitmeyecek. Dile kolay on bir..

KADINIM AYAĞA KALK ” NESİBE  ERSÖZ “

Bugün tam bir ay oldu yüreğimize kor düşeli, her geçen gün ateş harlanarak devam ediyor, elbette yaralar sarıldıkça küllenecek ama sevenlerini kaybedenlerde yürek yangını hiç bitmeyecek. Dile kolay on bir ilimizde küçük bir kıyamet koptu. On binlerce canımız toprak oldu kalanların durumu içler acısı ne yaşadıklarının farkında bile değiller, ölmek mi zor kalmak mı zor, ne acı değil mi?
Peki bu felaketin nedeni deprem mi hayır kader mi o hiç değil.Deprem doğanın fıtratında var, sende de akıl var bilim adamları bu felaketin yaşanacağı yeri şiddetini çok yakında olacağını bağıra bağıra dile getirdiler. Hadi onları önemsemedik, yılların deneyimi sonucu ortaya çıkan atasözlerine niye kulak vermedik. Sırtını dağa yüzünü bağa çevir demiş atalarımız, o kurallara göre şehirleri kursaydık bu depremleri daha az zararla kapatır verimli topraklarımızda sadece halkımızı değil dünyayı beslerdik.
Nedeni, cahillik bilgisizlik en önemlisi eğitimsizlik, diyeceksiniz ki yüzlerce okul açtık, açtık da sadece öğretim yaptık.Yüce milletimin ve dinimizin güzel değerleriyle eğitemedik.Eğitilmiş insan, vicdan sahibidir.VİCDAN yüreğimizdeki ALLAH’ın sesidir. Bu ses dürüst ol,haram yeme, kul hakkını gözet, adaletli ol,haksızlıklara izin verme der. Lami cimi yok hepimiz suçluyuz öz eleştiri yapalım, millet olarak her şeyi “-mış” gibi yapıyoruz planlı programlı ve disiplinli bir çalışma yapamıyoruz. Sonuç büyük bir felaket, inşallah tüm millet olarak gerekli dersi almışızdır. YARADAN öngörüsüzlüğümüzden dolayı kara toprağa verdiğimiz canlara rahmet,yaralılara acil şifalar, depremzedelere sabırlar bizlere de akıl ve vicdan versin.
Sevgili dostlar,
Bugün tüm dünya Kadınlar Gününü kutlayacak. Bugünün temelinde büyük bir vicdansızlık yatıyor. Sözde medeni Amerika 8 Mart 1857 yılında daha iyi yaşama koşulları içingreve başlayan dokuma işçisi kadınları fabrikaya kilitliyor.Orada çıkan yangında 129 kadın diri diri yanarak can veriyor. İnsanlıktan nasibini almamış olan bu ülke, onların anısına kutlamaları, yıllar sonra onların adlarından bile söz etmeden yapıyor. Bu kutlamalar zaman zaman kaldırılıyor tekrar konuluyor. Bizde de 1973 yılından beri yapılıyor. Konunun öznesinden tamamen uzak kime hizmet ediyor derseniz, her zaman olduğu gibi sermayeye.
Elli yıla yakın zamandır millet olarak biz de bu günü kutlarız 365 günde sadece bir gün, buna halk deyimiyle ağza bir parmak bal çalmak denir. Sorarım sizlere hangi sorunumuz çözüldü daha çok söz sahibi mi olduk. Mecliste daha çok mu temsil edildik, iş yerlerinde daha çok mu görevlendirildik, daha mı huzurlu çalıştık yüzlerce sivil toplum kuruluşu, siyasi parti örgütlerinin kaçında başkan olduk daha az mı tacize uğradık daha az mı canımıza kıyıldı çocuk gelinler mi azaldı ailede kadımız kızımız söz söyleme özgürlüğüne mi kavuştu; Hayır!
Peki suçlu kim, haklarımıza el koyanlar mı yoksa insan olarak hakkını kullanmasını bilmeyenler mi. Suçlu biziz arkadaşlar.
Değerli hemcinslerim,
Cumhuriyetimizin kurucusu Yüce Önder MUSTAFA KEMAL ATATÜRK bu devletin egemenliğini milletine vermiştir EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR yani egemen güç, kadını erkeğiyle millettir. 20. Yüzyılın dehası olan ATATÜRK ulusunu çok iyi tanıyor toplumun aksayan yönlerini iyi biliyordu. Bakın ne demiş:
**İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşmuştur. Mümkün müdür ki bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin.Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin.
**Yoksul kadın, hiçbir şeyi olmayan kadın anlamında alınmıştır Halbuki KADIN denilen varlık, bizatihi yüksek bir varlıktır. Onun yoksulluğu olamaz. Ona yoksul demek, onun bağrından kopup gelen bütün insanlığın yoksulluğu demektir.
**Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdır.
Sevgili arkadaşlarım, gördüğünüz gibi egemen gücün önemli paydaşı biz kadınlarız ülke olarak, çağdaş uluslar seviyesine çıkabilmek daha zengin huzurlu ve güven içinde yaşayabilmek için kıyıda köşede değil hayatın tam merkezinde olmamız lazım.Bunu başarabiliriz. Gelin Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında büyük önderimizin aydınlattığı yolda ilerleyelim geleceğimizi kurtaralım. Bunu yapabilecek güçteyiz. Tek kusurumuz, gücümüzün farkında olmayışımız.

 

PEKİ BİZ KİMİZ
*İnsan denen canlının DİŞİSİYİZ yani biz de erkek gibi İNSANIZ.
*Yüce YARADAN kadın ve erkeği benzerlikleri farklılıklarıyla ama bir bütün olarak yaratmış ne kadınsız ne de erkeksiz bir dünya düşünülemez. Demek oluyor ki biri diğerinden üstün değil hatta birbirine muhtaç yani EŞİTİZ.
*Kâinatın yaratıcısı bu eşitliği öyle güzel koruyor ki asırlardır onca savaşlar,afetler katliamlara rağmen ne dünyada ne ülkemizde nüfus olarak bu eşitlik bozulmuyor.
*İnsan denilen canlının vücut bulmasını bizim bedenimize nasip ediyor YARADAN. Biz bu canlının ilk eviyizayrıca doğar doğmaz sütümüzle beslediğimiz için ilk yemeğiyiz.
*”Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar.” “Ana gibi yar Bağdat gibi diyar olmaz.” demiş. Ne güzel ne doğru söylemiş atalarımız. İnsan yavrusuna yemeği, yürümeyi, koşmayı, konuşmayı öğreten analardır.Bu nedenle güzel TÜRKÇEMİZ bizim ANA DİLİMİZ’dir.Yani biz bu milletin DİLİYİZ. Biz o yavruya sevgiyi saygıyı ilk öğreten onları ilk eğiten bilge kişileriz Sonuç, bizlerin hem günümüz hemde geleceğimiz için görev ve sorumluluğu çok büyük ve o denli önemlidir.
Biz kim miyiz 22 yaşında bir değil yirmi kemiğin kırıldığı zaman duyulan acıya denk bir ağrıyla dünyaya getirdiği bebeğini vatan tehlikeye girince seni bana Allah verdi Allah bakar deyip sen anasız olabilirsin ama milletim vatansız olmaz düşüncesiyle cepheye giden NENE HATUNUZ. Orduya silah götürürken aşırı kar yağışı nedeniyle bebesinin üzerindeki battaniyeyi silahların üzerine örtüp çocuğunun üzerine kapanan, karargâhının önünde donarak can veren Kastamonulu ŞERİFE BACIYIZ, kağnısıyla cepheye malzeme yetiştirmek için giderken öküzün ölümüyle onun yerine geçen ELİFİZ, GÖRDESLİ MAKBULEYİZ,Yunanı dünyayı dar eden KARA FATMAYIZ, AYDINLI ÇETE EMİR AYŞEYİZ.
Biz bakmayız, görürüz ayrıntılar, plan, program bizim işimiz. Orduda asker, hastanede doktor hemşire, okulda öğretmen adliyede avukat hakim savcı devlet dairelerinde memur inşaata mimar mühendisiz. Biz her yerdeyiz bizler çocuk da doğururuz kariyer de yaparız.
Biz bilim insanıyız cüzzamı tedavi eden TÜRKAN SAYLANIZ, covid aşısını bulan TÜLİN ŞAHİNİZ, yazarız, şairiz, gazeteciyiz, fabrikada işçiyiz, sanatın her dalındayız, yani yetenekliyiz.
Sabahın köründe kalkıp çocuklarını doyurup okula gönderdikten sonra hayvanlarını sağan sonra tarlaya, bahçeye gidip eken, biçen, sulayan, ürünlerini toplayan, onları hayvana yükleyen, çalı çırpıyı yakmak için sırtına vuran köylü AYŞE Teyzeyiz, Emine kadınız. Bitmedi ürettiklerini pazarda satan iş kadınıyız.
Biz kıymeti hiç bilinmeyen, ücreti olmayan, ağır işçi ev kadınıyız. Ne iş yapıyorsun diye sorulduğunda ezilerek işim yok ev kadınıyım deriz. Hâlbuki evi çekip çeviren temizleyen, yediğiniz yemeği yapan, çamaşırları yıkayan, kışlığı yazlığı hazırlayan,evde huzuru sağlayan bizleriz.
*Ben kadınım ben ölürsem çocuklar dağılır ev çöker ben evin direğiyim.
*Sadece hamur yoğuran çocuk doğuran varlık değilim, hele saçı uzun aklı kısa hiç değilim.
*Ben kadınım, alınıp satılan mal değilim ganimet cariye hele boş ol,boş ol deyip kapının önüne konulacak varlık hiç değilim İNSANIM BEN.
*Fiziki gücüm yaradılışımdan dolayı zayıf ama yüreğim ve beynim harikalar yaratacak kadar güçlü.
BEN KADINIM
Sen erkeksin, ben kadınım
Sen unutursun ama ben asla unutmam
Ben kadınım. Siyasi bir örgütün tam merkezi gibi
İsyanlar hep sol yanımda
Ben kadınım yeryüzünün en büyük savaşçısı
Ana olur bacı olur yar olur yoldaş olurum
Sen erkeksin ben kadın
Sen acıtırsın ben acırım
Sen kanatırsın ben sararım
Sen unutursun ama ben asla unutmam
*Evet, hiçbir şeyi unutmuyoruz da yapılan haksızlıklara, zulümlere, işkencelere saygısızlıklara dur diyebiliyor muyuz? Diyemiyoruz demiyoruz susmayı öğretmişler, bencilliği öğretmişler. Beni, ben ve ailem ilgilendirir deyip kabuğumuzu kıramıyoruz. İsyan edelim demiyorum bizler ne aktivist ne feministiz. Biz TÜRK hükümdarı TOMRİS HATUNUZ, eşine HANIM diye seslenen CENGİZ HANIN soyundan gelenleriz. Erkeğinin GÖRKLÜM yani güzel bakışlım diye hitap ettiği canlarız ANADOLU KADINIYIZ. Beklentimiz başka kültürlerden uzaklaşıp özümüze dönmek kısacası ALLAHIN yarattığı bir can, bir insan olarak insana yakışır bir şekilde yaşamak.
Kadın sustu adına sinsi dediniz
Sanki siz melektiniz
Kadın güldü hafif dediniz
Sanki siz ahlakınızı kiloya vurmuştunuz
Kadın konuştu geveze dediniz
Sanki siz çok oturaklıydınız
Kadın giyindi tahrik etti dediniz
Sanki siz çarşaf giyen kadına hiç tecavüz etmediniz
Kadın baktı kaşı gözü oynuyor dediniz
Sanki her gördüğü kadına dansöz gibi oynayan siz değildiniz
Kadın evet dedi çantada keklik dediniz
Kadın hayır dedi kendini beğenmiş dediniz
Diye diye kadının ömrünü yediniz
Ve ne yazık ki sizi doğuran da o kadındı
Bunu hiç bir zaman anlamak istemediniz
Değerli dostlarım bizi anlamayan sadece erkekler mi bizler kendimizi anlayabiliyor muyuz sözlerimin başında bizler gücümüzün farkında değiliz demiştim. Bir Almanyazar bakın ne diyor
Bir erkek terbiye edildiği vakit bir tek fert, bir kadın terbiye edildiği vakit ise bütün bir aile terbiye edilmiş olur.Bir başka düşünür
Eğitim ana dizinden başlar, her söylenen kelime çocuğun kişiliğinekonan bir tuğladır.
Gördüğünüz gibi bizler bu milletin temel taşıyız, onları eğiten bizler olduğumuza göre önce insani değerlerle kendimizi donatmayız. İşte o zaman yetiştirdiğimiz erkeklerdaha saygılı ve sevgi dolu olacak, kızlarımız ayakları üzerinde durabilen öz güvenli kadınlar. Yani erkek evlatlarımıza sen erkeksin, kadınlar gibi ağlama, erkek ol karının ağzına bakma haddini bildir. Kızlarımıza sen sus kız kısmı konuşmaz dizini kır evinde otur demeyeceğiz.
Kadın yediği yemekle değil gördüğü sevgiyle doyar
Harcadığın para kadar değil gösterdiğin sevgi kadar güzelleşir.Aldığı solukla değil verdiğin güvenle yaşar. Öptüğün dudakla değil ettiğin duayla mutlu olur. Ve bir kadını anlamıyorsan, bil ki gözleriyle konuşuyordur. Onları iyi anlayın.
Sevgili dostlar;
Aklı duyguları şefkati fedakârlığı inceliği zarafeti ile dünyayı aydınlatan biz kadınların, koca bir yılın sadece bir gününde hatırlanmasıbizim de buna rıza göstermemiz ne insani ne akıllıca bir tutum acı ama gerçek bu.
Demeliyiz ki:
Yaradan yaratırken, kadını farklı gördü
Kadına ana dedi müstesna bir yer verdi
Cenneti kadınların ayakları altına serdi
Yılda bir anılmak mı, her gün kadınlar günü
Saygısızlık sayarız kadınlara bir günü
Ayetlerde sabittir, oku KURAN yeri
Peygamberler doğuran içlerinden biri
Ayşe, Fatma, Amine doldurulmaz yerleri
Yılda bir anılmak mı, her gün kadınlar günü
Saygısızlık sayarız kadılara bir günü
Sevgili hanımlar vereceğimiz savaş uzun soluklu, zira asırlardır ataerkil bir anlayışa sahip bir toplumun bireyleriz. Demokrasiyle tanışmamız 150yıla yakın bir süre,o da kesintilere uğramış kolay değil kökleşmiş zihinleri değiştirmek. Ama yine de şanslıyız CUMHURİYETİMİZİN kurucusu YÜCE ÖNDERİMİZ biz kadınlara kendini medeni sayan uluslardan önce o zamana göre çok önemli haklar vermiş TÜRK MEDENİ kanunla insan yerine konulmuşuz 5 Aralık 1934 de seçme ve seçilme hakkını elde etmişiz, bir yıl sonra yapılan seçimlerde 17 kadın meclise girmiş daha sonra bu oran hiç sağlanamamış çünkü haklar verilmez alınır bunun için mücadele edeceğiz.
İçimizde bu mücadeleyi sürdüren cesur yürekli kadınlar yok değil var. Şimdi sizlere onlardan birini tanıtmak istiyorum. Kocaeli’ne göçen Balkan TÜRK’ü bir ailenin kızı 1956 yılında İzmit ilçesinin Gündoğdu köyünde doğdu. O döneme göre köyden bir kızın okumasızor değil imkânsızdı. ATA’mızın kadına sağladığı haklar sayesinde zoru başardı öğretmen oldu sonra akademisyen. ÜLKÜCÜ bir aileden geliyordu. Sevdi evlendi bir çocuğu oldu.İsteseydi bir eli yağda bir eli balda rahat bir yaşam sürerdi Ama öyle yapmadı.Siyasete atıldı milletvekili oldu içişleri bakanlığı yaptı. Daha sonra hayal ettiklerini gerçekleştirmek için parti kurdu. Ne kadar kolay anlattım dört beş cümleyle değil mi ama bu süreç öyle çetin, yolu öyle taşlarla doluydu ki o yılmadı iftiralar atıldı evi basıldı vazgeçmedi sıcak demedi soğuk demedi memleketin her köşesini gezdi halkının sorunlarını dinledi, dertleriyle dertlendi
Amacı özgür medeni demokratik anlayışa sahip bir rejim oluşturmaktı Savaşını kadın olarak tek başına veriyor ihanetlere rağmen çalışmasından asla ödün vermiyor. Kime karşı kimlere karşı veriyor bu mücadeleyi, karşı cephede kimler var, insanın diğer yarısı 21. yy’dayız. Hala kadın erkek eşitiz diyemiyoruz 192 siyasi parti var şu an itibariyle, peki kaçının genel başkanı kadın, gündemde olan partilerin kaçının genel başkanı kadın. Sadece bir tanesi.
O da yolunu yolumuz yaptığımız gücün göstergesi cesur yürekli kadın İYİ PARTİ GENEL BAŞKANIMIZ MERAL AKŞENERDİR.
Bizler de gücüne güç katacak ülkemizi aydınlığa çıkaracak güneş yüzlü kadınlarız.Kararlıyız değişime,21yyla imza atmaya,YÜCE ÖNDERİMİZ ATATÜRKÜN biz kadınlara açtığı yolda ilerlemeye.
Bu duygularla 8 MART 1857’de insanlıktan uzak bir şekilde öldürülen kadınları rahmetle anıyor. Tüm kadınları gücünü fark etmeyi insanlığı kurtarmak için ayağa kalkmaya davet ediyorum.
“Yeryüzünde gördüğümüz her şey, kadının eseridir.”
– Mustafa Kemal Atatürk

YORUMLAR (2)

  1. Emine Sancak diyorki:

    Harika yazmışsınız Nesibe Hanım kaleminize sağlık daha ne söylediler. Herşey söyleniş

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL