Didim’in bitmeyen hikayelerini anlatmaya devam ediyoruz. bitmek bilmeyen çileler dağlarından yağ ovalarından bal akan Aydın’da insana yakışır şekilde yaşamanın zorlukları hep buda olmaz dedirtiyor. Göktaşı düşmez desek gelir tepemize..
Didim’in bitmeyen hikayelerini anlatmaya devam ediyoruz. bitmek bilmeyen çileler dağlarından yağ ovalarından bal akan Aydın’da insana yakışır şekilde yaşamanın zorlukları hep buda olmaz dedirtiyor. Göktaşı düşmez desek gelir tepemize düşer. Kaoslar, kavgalar , bir garip su meselesi, alt yapıdan akan kanalizosyon, hendek dolu yollar hayatımızın orta yerine oturuyor.
’21. yüz yıl Türkiyesi’nin dünyaya açılan kapısı Didim’de ne kadar olumlu yazılar yazsakta bir garip yağmur meselesi paramparça ediyor şirin ilçemizi. Gölete dönen yollar, su basan evler, işyerleri, suyu tahliye etmeye çalışan turistler. Cemevinin göle dönen bahçesi ve morgu. Canla başla hizmet etmek için Cemevi emekçilerinin yağmur suyu ile savaşı.İnanç merkezi burası baylar bayanlar. Hatırlatalım. Yaşayana sahip çıkmıyorsunuz bari bu alanları koruyun.
Siyasi şovlardan zaman kalırsa ilçelere bir bakın. Dünyanın gözü önünde Venedik manzaları yaşanıyor sokaklarımızda. Kanalizasyonlar taşıyor , yollar çöküyor. Bitmek bilmeyen alt yapı güzelim memleketimizi yaşanmaz kılıyor. Günlerdir bir garip yağmur meselesini konuşuyoruz. Bereket olmaktan çıkan yağmur çileye dönüşürken bal yerine kanalizasyon akan ilçeye dönüşüyoruz. Hatırlarsanız Fransa’da sarı yelekliler alanlardaydı.Ülkedeki haksızlıklara, zamlara ve yönetime karşı tepkilerini koyan sarı yelekliler yaşamın güzelleştirmek için alanları terk etmedi.
Dün bir medyada kıyaslama yapılmıştı bir yanda büyük yatırımlara imza atan büyükşehir bir yanda sarı yeleği ile alanlarda yağmurla mücadele eden Didim belediyesi ve başkanı Hatice Gencay. Artık halk biliyor ana alterler olmadan sokakların yağmurdan kurtulamayacağını. Cemevi günlerdir emekçileri ile su tahliye etmeye çalışıyor hem de morktan. Yani cenazelerin kaldırıldığı alandan. Didim Belediyesi tahliyeleri yapsa da sorunun köklü çözümü yine büyükşehirde. Kaç gündür sahada olan Didim belediyesi emekçilerini kutluyoruz. sarı yelekleri ile yaşamı güzelleştirmeye çalışan emekçilere selam olsun.
Mikro milliyetçilik yapmanın zamanı geldi. Didim için, Didim’i korumak için, yaşadığımız bu ilçeyi güzelleştirmek için bir arada sesimizi yükseltmemiz gerekiyor. Başka Didim yok. Didim ayrıcalıklıdır, Didim yaşamında huzur bulmak isteyenlerin göç ettiği havasıyla, suyuyla, tarihi ile bütünleşmiş yapısıyla gözde bir yerdir. Bir garip yağmur meselesi ile sınıfta kalanlar büyük laflarla büyük porojeleri açıklamasın. En büyük proje halkın günlük yaşantısını kolaylaştırmak içindir. Halk huzurlu değilse yönetimde olmasın. Halk huzurlu değilse büyük laflı sözler edilmesin medya karşısında.
Bir garip yağmur meselesi hizmetin çöküşünü sokaklarda hissettiriyorsa irademizi geri çağıralım. İrademizi halktan yana kullanalım. Yağmurla çöken yollar değil hizmeti üretemeyenlerdir.
Gözümüz açıldı. Tepemize vura vura doğruyu bulduk. Kanalizasyonlardan atlaya atlaya, gondolumuzla sokaklarda geze geze öğrendik. Kime oy vereceğimizi değil kimlere oy vermeyeceğimizi idrak ettik.
Bir garip yağmur meselesi aslında irade meselesi. Yağmursuz günler demek isterdik ama bunu deyince de yaz ayları bol ve yüksek su faturaları kapımızı çalacak.
Timur’a giden Nasrerttin hoca misali arkasında artık o iradenin olmadığını bilerek davransın. Ama günahınıda halka ödetmeden.
Köşe yazısı Nihat Coşkun
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)